29 Aralık 2008 Pazartesi

Edirne Halk Oyunları

Edirne halk oyunları yönünden Hora ve Karşılama oyunları bölgesinde yer almış bulunmaktadır. Trakya bölgesinin genel karekterini yansıtan bu danslar kadın ve erkek olarak icra edilir. Hareketlerin canlı olduğu bu yörede aksak ritim yaygındır. Oyunlar meydanlarda çift Davul Zurnayla oynanır. Kapalı yerlerde ve salonlarda Meydan Sazı, Tef, (def) Darbuka ve Zilli Maşa gibi müzik araçları oyunlara eşlik eder. Davul zurna dışındaki sazlarla daha çok karşılamalar oynanmaktadır.Türkiyenin balkan bölgesine ait oyunlardır. Balkan ülkelerinin oyunlarıyla benzerlik gösterir. Kızlı erkekli karışık ve ayrı ayrı oynanmaktadır.

OYUN ÇEŞİTLERİ:
Kabadayı, Mendil, Sülümanaga, Kasap, Eski Kasap, Balkan Gaydasi, Pomak Gaydasi, Zigos, Fatos, Anzuyla Kanber, Sirto, Selanik, Kazibem.

Folklor - Halk Bilim

Halk; aynı dili konuşan benzer yaşama alışkanlıklarını sürdüren gelenek ve göreneklerle birbirlerine bağlı ilişkileri, birinci ortak bir tarihi olan homojen toplum kesimidir.

Bilim; toplum denilen varlığın zaman içerisinde çevresindeki eşya ve şeylerle olan ilişkilerinden doğan anonim karekterli maddi ve manevi hayatı çevreleyen her türlü yaratılmış ve sistemleşmiş kurumlardır.

Folklor: Bir toplumun halk kültürüne ait gerek maddi gerek manevi kültürlerini araştırıp usulüne göre tespit ve bunlarla ilgili olarak gelenel sonuç ve kurallar onun amaçlarını belirler. Şöyleki; folkorun amacı insanların binlerce yılda beri biriktirip getirdiği ve onların yaşantılarını sürdüren ve bugünde halk tabakaları arasında yaşayan bilgileri araştıran, inceleyip değerlendirdikten sonra bölgesel kültürlerden ulusal kültürlere öğeler aktarmak suretiyle onları kuvvetlendirmek ve dolayısıyla insanlık kültürüne katkıda bulunmaktır.

Balıkesir Halk Oyunları

Yörede bulunan birçok farklı etnik grup kültür çeşitliliğini ortaya çıkarmaktadır ve bu halk oyunlarına da yansımaktadir. Genel olarak bakıldığında ilde oyunlar daire,düz çizgi ve karşılıklı geçişler şeklinde oynanmaktadir. Yöredeki oyunlar genel halk oyunlari türlerinden Zeybek,Güvende,Kaşık Oyunları,Karşılama Oyunları ve Bengi sınıfına girmektedir.

Başka bir sınıflandırma da dağ köy oyunları ve ova köy oyunları şeklinde yapılabilir.

Balıkesir Yöresi’nin rituel oyunları yapısal olarak da

Manav Oyunları
Muhacır Oyunları
Yörük Oyunları (Konar-göçer oyunları)
Türkmen-Alevi-Çepni Oyunları
Kafkas Kökenli Çerkez-Gürcü Oyunları
Tatar-Nogay Oyunları
şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Derlenmiş olan Balıkesir Yöresi oyun repertuvarından örnekler;
Harmandalı,İkili Güvende,Toplu Güvende,Bengi,İki Keklik, Baydan Nazmiye,Karyolamın Demiri,Akpınar,Hatçam,Azime,Bağ Yüzünün Çamları,Durnalar,Tüllek(İğde Dalı),Demirciler, Ağır Hava,Koca Arap,Kemeraltı,Doğanlar Zeybeği,Sekme,Kayalcanın Taşları(Yörük Ali),Mendili Oyaladım,Karşılama,Şerifem,Aşağı Yoldan,Tünleme,Mende,Yörük Dağı,Ninna, Suda Balık Oynuyor,Sarı Karınca,Köroğlu,Aldı Dereleri,Koybatın Dereleri,Dursunbeyin Hanları,Şıngır,Edremit Güvende,Yılanı Yılanı,Savaştepe Zeybeği,Bandırmalı Güzelim,Alay Havası,İsmailler Zeybeği,Koca Kuş,Koca Ceviz,Dada Zeybeği,Entarisi Damgalı,Oğlanın Adı Hakkı,Ergama,Sabai Güvende,Tabancalı,Kozak Dağının Çamları,İsmailli,Yanık Hatçem,Al Basmalara Aldım, Haydi Güzelim, Bağlarım, Dere Boyu Düz Gider,Armut Ağacı, Bandırma Karşılaması,Lamba Şişesi…

Kadınların Oynadıkları Oyun Adları
Akpınar, Hatçam, Mende, Azime, Durnalar, Demirciler,Tüllek (İğde Dalı), Mendili Oyaladım,Yörük Dağı,İki Keklik, Ninna,Suda Balık Oynuyor,Bandırmalı Güzelim,Kozak Oyunu,Entarisi Damgalı,Oğlanın Adı Hakkı,Ergama,Sarı Karınca,Harmandalı,Baydan Nazmiye,Karyolamın Demiri,Bağ Yüzünün Çamları,Karşılama,Şerifem,Aşağı Yoldan,Tünleme, Köroğlu, Kocaceviz, Dursunbeyin Hanları,Şıngır,Bandırmalı Güzelim, Bandırma Karşılaması,Lamba Şişesi,Oğlanın Adı Hakkı,Yanık Hatçem,Al Basmalara Aldım, Haydi Güzelim, Bağlarım, Dere Boyu Düz Gider,Balıkesir Yolunda, Çay Benim Çeşme Benim, Yeşil Dağlar gibi…

Erkeklerin Oynadıkları Oyun Adları :
Harmandalı,İkili Güvende,Toplu Güvende,Bengi,Ağır Hava,Karşılama,Koca Arap,Kemeraltı,Sekme,Kayalcanın Taşları,Şıngır,Edremit Güvende,Yılanı Yılanı,Savaştepe Zeybeği,Alay Havası,İsmailler Zeybeği,Koca Kuş,Dada Zeybeği,Doğanlar Zeybeği,Aldı Dereleri,Koybatın Dereleri,Sabai Güvende,İsmailli,Tabancalı,Baydan Nazmiye,Karyolamın Demiri,Bağ Yüzünün Çamları,Balıkesir Zeybeği,Armut Ağacı,Şerifem,Aşağı Yoldan, Köroğlu, Kocaceviz,Dursunbeyin Hanları,Bandırma Karşılaması,Kozak Dağının Çamları gibi…

15 Aralık 2008 Pazartesi

Giresun Halk Oyunlar


Giresun Karşılaması

Giresun yöresinin temel esasını oluşturan oyun karşılamadır. Oyun çok eskiye dayanır. İsmini karşılıklı oynamaktan alır. Buradaki karşılama “Karşılık” kökünden gelen, karşı karşıya oynama diye de nitelendirilen karşılamayı esas alır. Karşılamada ise kız ve erkekler karşı karşıya oynarlar.
Oyun ritmik olarak 9 zamanlıdır. Bu karşılama türünde ayak değişmeden ritim kalıbında değişiklikler olabilir. Örneğin kalıpta bulunan üçlünün yeri her zaman sonda olmayabilir.Örneğin; Miralay müziğinin üçlüsü sondadır .( 2 + 2 + 2 + 3 = 9 ) Bağlamam Perde Perde müziğinin üçlüsü ise ikinci sıradadır. ( 2 + 3 + 2 + 2 = 9 ) bunun sebebini müzik geleneği konusunda anlatmıştık.
Kullanılan müzikler; Miralay, Bağlamam Perde Perde, Altın Yüzük Var Benim, Oy Giresun Kayıkları, Giresun’un Evleri, Al Tavandan Belleri, Çıkma Fındık Dalına, Bulancak Karşılaması, Zurna Karşılaması …
Çoğunlukla bağlama, davul - zurna ve kemence ile oynanır. Eskiden kalma karşılama müziklerinin bazıları bugün çoğunlukla kullanılır. Fakat bazı bölümleri özellikle kullanılmaz. Çünkü icrası oldukça zordur. Ritm ve ölçü kaçırma riski çoktur. Örneğin; Çandır Karşılamasının (tüm repertuar kayıtlarında bu türkü Giresun karşılaması olarak bilinir) oyun bölümündeki çarptırma ve taramalar(tıramola) herkesin yapabileceği bir şey değildir. Onun için halk oyunları grupları bu ezginin sadece türkü bölümünü kullanırlar.
TÜFEKLİ ÇANDIR KARŞILAMASI

Oyun adını Giresun iline bağlı Çandır köyünden alır. Giresun’da bir gerçeğe inanılır. “Giresun’da en güzel Çandırlılar oynar.”Herkesin bildiğinin aksine bu oyun savaşı anlatmaz. Giresun ve çevresinde yapılan düğünlerde “Konak Gitme” olayı vardır. Bu ziyaretlerde herkes kendi köyünün, kasabasının veya bulunduğu yerin oyununu oynar. İşte Çandırlılar konak gittikleri köylerde ilk olarak bu oyunu oynarlar. Oyun şöyle oynanır;

Tüfeği olan herkes ortaya toplanıp bir daire kurarlar. İçlerinden tecrübeli biri çavuşluk yapar. Oyun özellikle davul ve zurna ile oynanır. Önce müzik başlar. Normal karşılama ritminden daha ağır oynanır. Çavuşun komutuyla yavaş yavaş oynanmaya başlanır. Yine çavuşun “nişan al” komutuyla havaya, daire ortasına yere veya birbirlerinin ayakları dibine nişan alırlar. Çavuşun “ateş” komutuyla herkes ateş eder. Boşalan tüfekleri çavuş doldurmaya başlar. Tekrar aynı şekilde nişan ve ateş komutlarıyla oyun böylece devam eder. İlk zamanlar çakmaklı üstten doldurmalı tüfekler kullanılırdı. Boşalan tüfeklere ezva (barutu ateşlemeye yarayan tıpa) ve barut doldurma işini de çavuş yapardı. Daha sonra ki zamanlarda mavzer, sonra da av tüfekleri kullanıldı. Bu seferde boşalan tüfeklere fişek ve mermi doldurma işini yine çavuş üstlenirdi.

Oyun dokuz zamanlıdır (2 + 2 + 2 + 3 = 9). Normal karşılama ritminden daha ağır (yavaş) ritmle oynanır. Oyunda göze çarpan özellik ise tüfek ile havaya ve yere ateş etme özelliğidir. Kullanılan müzikler; Çandır Tüfekli Karşılaması.

5 Aralık 2008 Cuma

Trabzon Halk Oyunları


Horon, Doğu Karadeniz'in geleneksel halk dansı şeklinde tarif edilir. Trabzon horonları ile ilgili bazı bilgileri bu knuda sizlerle paylaşmak istiyorum. Bilgileri edindiğim kişi 35 yıllık bir horoncu. Profösör. Halk oyunları ekipleri çalıştırdığı gibi aynı zamanda halk oyunları yarışmalarında jür görevi de yapıyor.Trabzon'da yaşıyor.
Yazacağım bilgilerden bazıları bana oldukça ilginç geldi.

-Türkiye'de sadece Trabzon tek bir halk oyunu oynanan ildir.Bu oyun da horondur.
-Trabzon'da oynanan bütün horonlar en doğudaki Çaykara'dan en batıdaki Şalpazarı'na kadar temelde aynıdır. Oyunların süsleri farklılık gösterir.
-Trabzon'daki bütün horonlar 10 sayı üzerine kuruludur.
-Trabzon'da bazı yerler horon yönünden çok zengin iken bazı yerlerde ise horon bilen çok azdır.
-Horonların asıl vatanı sahiller değil yaylalardır. Bu sebeple horon özellikle iç kesimlerdeki ilçelerde revaçtadır. Sahillerdeki ilçelerin ise yüksek kesimlerinde yaygındır.

Hocanın anlatmasına göre bir oyunun halk oyunu sayılabilmesi için iki şart gerekliymiş:
1-Belli bir coğrafi bölgede oynanması.
2-Yöredeki oyunların genel karakterine uyması.
Kolbastı 2. şıkka uymadığı için halk oyunu sayılmıyormuş.

Türkiye'deki halk oyunlarını anlatan bir kitapta kolbastının eskiden kadın oynatmadan çıktığı söyleniyordu.
Ormanlarda, mağaralarda kadın oynatan gençler , kendileri de hem oynayıp hem de etrafı gözlerken o zamanın jandarmalarına verilen isimden oyuna "kolbastı" denmiş.

rabzon'da karşılama türü bir oyun olarak Sürmene sallaması var. Ancak bildiğim kadarıyla o da horon formunda. iki kişi karşılıklı oynadığında karşılama gibi oluyor. Yani Giresun karşılaması türünde değil.(Bu oyunu tv de bir Sürmene Belgeseli'nde horon formunda oynarken gördüm.Ekiplerde de iki kişi oynuyor. Bilgisi olan açıklarsa daha iyi olur)

Çalgılara gelince, davul zurna açık alan ve kalabalığın çalgısıdır. Kapalı bir ortamda pek de gitmez. O yüzden eski düğünlerde düğün sahibinin durumu iyi ise Şalpazarı'nda da davul zurna kullanılırdı. Ama kemençe de olurdu.Halen de aynıdır. Biraz davulcu çalar biraz da kemençeci.
Kemençenin modernize olması ise son yılların sorunu. Hepimizin şikayet ettiğimiz bir durum.

Trabzon'da oynanan başlıca oyun türlerine aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz. (Bunları gittiğim kursta ve katıldığım toplantılrada öğrendim)
Erkek horonları:
1-Horon kurma:Akçaabt ile kısmen Vakfıkebir ve Çarşıbaşı'nın bazı köylerinde oynanıyor. Vakfıkebir ve Çarşıbaşı'nda oynanan çeşidine "artırma horonu" da denir.
2-Hozagel(kozangel):Akçaabta'ın Hıdırnebi Yaylası'na yakın köylerde oynanıyor. Kendi içinde
a)İleri-geri gidip gelme
b) Yana yürüme
c)Diz
d)Çökme
e)Hozangel sallaması
olmak üzere beş bölümden oluşur.
3-Akçaabat sallama:Genellikle akçaabat ilçesi'nde oynanır.
+-Sıksaray(Sıksara): Trabzon'un hemen her tarafında oynanan temel horon türüdür.
5-Tonya sıksaraları:Tonya,Vakfıkebir, Şalpazarı ve çevresinde oynanan oyunlardır.Kendi içinde çeşitleri:
a)Doldurma(Şalpazarı'nda "dik horan" diyoruz.
b)sağdan (sıva sıva)
c)Parmak ucu (Eşkıya)
Kız horonları:
1-Horon kurma:Şu an halk arasında oynanmaz. artırma horonundan esinlenerek yapılmıştır.
2-Düz horon: Sürmene ve çaykara'da oynanır.
3-Sürmene sallaması: Sürmene ve Çaykara civarında oynanır. Müziği ve yapısı bakımından horon yapısından oldukça farklıdır.
4-Atlama:Trabzon'un tüm ilçelerinde değişik süslerle oynanan çeşitleri vardır. başlıca çeşitleri:
a)Soldo-Tahir Tahir:Tonya, Vakfıkebir ve Şalpazarı civarında oynanır.
b)Lankepson (Kuşak sallam)Akçaabat'ın Işıklar Köyü ile Düköy İlçesi'nde oynanır.
c)İzme:Maçka'da oynaır.

Bu türler genel ypıya göre belirlenmiştir. Kendilerine özgü müzikleri vardır. Ancak daha farklı çeşitler de çıkarılabilir.
Ekiplerde erkek horonlarında bir standartlaşma varıdr. Ancak kız oyunlarında ancak yeni yeni oyunlar düzene girmeye başlamıştır.Kız oyunlarında pek çok eğitici kafasına göre ve ritme uydurarak pek çok oyun üretmiştir.

Aynı horona farklı ilçelerde, hatta farklı köylerde değişik isimler veriliyor. Yukarıdaki liste genel bir liste sayılabilir.



Rize Halk Oyunları


Rize bölgesinde oynanan halk dansları genelde horon olarak adlandırılır. Daha çok tulum, kemençe, nadiren de ağız mızıkası ve armonika eşliğinde oynanan horon bazen de bir türkü veya deyiş eşliğinde oynanabilir.

Figürleri çeşitlilik gösteren horonlar temelde Hemşin ve Rize horonları olarak iki gruba ayrılır. Genellikle Hemşin horonları tulum, Rize horonları kemenç
e eşliğinde oynanır. Hemşin horonları Çayeli’nin dağlık kesimlerinden başlayarak Hemşin, Pazar, Ardeşen ve Fındıklı hattını içine alır. Rize horonları ise İkizdere-İyidere hattından Çayeli’nin sahil kesimine kadar uzanan bir alan da oynanır.

Horon, ortada tulum veya kemençeci olduğu halde kızlı erkekli elele tutuşup bir halka oluşturularak oynanır. Horonda yapılan titreme, silkiniş, ürperme figürleri denizi, denizden çıkan balığın can çekişini ifade eder. Horonu yöneten, diğer oyunculara yön gösteren kişi “horoncu başı”dır. Horoncu başı oyun içerisinde çeşitli “uyarma”larla horunun düzenini sağlar. Tulumla oynanan oyunlarda (eğer tulumun yapısı müsaitse) bu görevi tulumcu da yapabilmektedir.

Uyarmalar: Şaşma beri bak\Dik oyna dik\Al aşağı al\Al geri al\Yaylan yaylan\Savuş savuş\At belini at\Kalk oyna\Geldim beraber seslen canlı\ Yaşşa tulum\Ses ver canlı\Enişteee……

Yörede Oynanan ve Sahnelenen Horonlar: Hemşin\ Sallama\ Siya siya\ Yüksek Hemşin\ Topaloğlu\ Atlama\ Hemşin iki ayak\ Rize iki ayak\ Rize sıksarayı\ Papilat\ Çinçiva\ Rize kız horonu……..



Halk Müziği


Rize halk müziği kemençe, tulum gibi çalgılar ve türküler etrafında şekillenir. Karadeniz türküleri kendine has özellikleri sayesinde hemen fark edilirler. Türküde 4 mısra vardır. İkinci mısra ile 4. Mısra kafiyelidir. İlk iki mısra ile son iki mısra anlam bakımından bağımsız olduğu gibi bağımlı olanları da vardır.

Türküyü bir kişi söyleyebileceği gibi bir çok kişi de birlikte söyleyebilir. Sevdalık türküleri, gurbet türküleri, en çok görülenlerdendir. En önemlileri, atma ve karşı beri atma türküleridir. Atma türkü tek taraflıdır. Karşı beri Atma Türkü ise iki kişi arasında olur. Türküler beyitler (ikili) halinde olduğu gibi 4'lü kıtalar halinde de söylenir. Günlük hayatın akışı içinde herkes atma türkü söyler. Kız-Erkek, Kadın-Kız, Baba-Evlât, Gelin-Kaynana, Gelin-Kayınbaba, Karı-Koca, arasında söylenen atma türküler yaygındır.

Atma Türküler her konuda söylenir ve anında ortaya çıkar. Önceden bir hazırlık yoktur


Artvin Halk Oyunları

Artvin taraflarının evlenme ve sair cemiyetlerinde Horon oyununa kalkılınca, otuz kırk yıl önceleri havaya silahlar boşaltıldığı da olurdu. Halen silahsız şenlikler her vesilede millî oyunlara sahne teşkil etmektedir. Vilayetin hemen hiçbir bucağında kız veya köçek oynatmak adeti yoktur. Çünkü, ne kadar uzak olursa olsun hısım akraba arasında kadınlar erkekten kaçmazlar. Kış gecelerinde pek samimi ve saygılı aile muhabbetleri yaparlar, oyunlar yürütürler.

Evlenme merasiminde düğünün ertesi gününe ait şenliklerde önce gelin, yüzü duvaklı olduğu hâlde ayakta bekler. Sağdıç içeri gelerek belinden kamasını çıkarır. Gelinin önüne ilerleyip üç defa "Dilini mi keseyim, yüzünü mü?" diye tekrarlar. Üçüncüde kadınlardan bir "Dilini kes" der. Bu, "konuştur" demektir ki "hicaptan kurtarışı" ifade eder. O zaman, kamanın ucuyla duvağı açar ve bir de Deli Horon oynayıp çıkar. Bu hareket de belki "Bu oyun gibi şakrak ol" temennisine m'tuftur (dönük, yöneliktir). Yahut da eskilerde kötü ruhları kaçırmak göreneğinden hatıra kalmıştı. Sonra akşama kadar kadın ve genç kızlar kamalı dileğin telkinine uyarcasına oynayıp eğlenirler, neşe akşama kadar sürer. Böylelikle düğün de sona ermiş olur.

Ahalisi Gürcüce de konuşabilen Maçahal, Maradit, Borçka ve Murgul taraflarında en fazla yüz yıldan beridir Rus ithali armonika eşliğiyle yürütülen müteaddit Kafkas şarkı ve oyunları da yer bulabilmiştir. Ş'mili, Horon ve Tamaşa adlı oyunlar ve bir de Arşın Mal Alan Azerî operetinin türkülü ve rakslı bir fıkrası otuz yıl kadar önce alınıp vilayette pek moda olmuşlardı. Bunlar orada belirli bir istilâ devresinin acı hatıralarını anarak yürütülegelmişlerdir.

Artvin ve yöresinin hâldeki bugünkü oyunlarından başlıcaları arasında Avrupa menşeyli polka gibi ithal unsurlarını bile bazen görmek mümkündür. Başlıca oyunları şunlardır: Düz Horon veya Adi Horon (yeni adıyla Durgun Çoruh), Deli Horon (yeni adıyla Coşkun Çoruh), Sasa (Kıvrak Çoruh), Orta Batum, Sarı Çiçek, Sallama, Ata Barı, Polka, Uzundere, Teşi, Kurt Barı, Muğrul Basması, Karabağ, Köçek, Kama Oyunu, Artvin Timurağası.

Durgun Çoruh:
Bu oyunun hareketleri sükûnetlidir. Figürleri de kolay ve sadedir. Eski Adi Horon veya Düz Horon adları da esasen bundan kin'ye (dolayı) idi.

Coşkun Çoruh:
Bu oyunun hareketleri çok canlıdır, hızlı sıçramaları vardır. Atiklikten adeta ayaklar yere basmıyormuş intibaı h'sıl olur. Eski Deli Horon izafesi (yakıştırması) zaten bu coşkunluktan mülhemdi (ilham alınmıştı). Düz Horon'a nispetle zor ve yorucu bir oyundur.

Kıvrak Çoruh:
Hareketleri gayet ahenktâr, figürleri kıvraktır. Öncekilere nispetle daha çetindir. Artvin merkezinin en sevilen oyunu budur.

Orta Batum:
Batum dolayından gelmiş ve son göçmenlikten sonra Artvin'de tutulmuştur. Epey yaygınlaşmıştır. Deli Horon'un biraz geliştirilmişidir.

Sarı Çiçek:
Şavşat havalisinin oyunudur. Akraba arasında katiyen kaçgöç olmadığından bir kız bir erkek birlikte oynarlar. Hareketleri zarif ve oynaktır.

Sallama:
Sahil mıntıkasına doğru Borçka ve Hopa taraflarında revaçtadır. İki kişiyle ve karşılıklı dört kişiyle yürütülür. Oyun, bacak sarsıntıları ve vücut sallantıları dolayısıyla "Sallama" adını almıştır.

Teşi:
Tek kişiliktir. Adı belki de "Tek kişi"den muhaffeftir. Oyunda iplik bükmeyi ve yün eğirmeyi taklit eden hareketler vardır.

Muğrul (Murgul) Basması:
Borçka'nın Muğrul (Murgul) bucağı taraflarına mahsustur. Düz Horon'un daha güzel bir şeklidir. "Nanay" tabir ettikleri bir terennümü ağızla tutturarak bu oyunu çalıp oynarlar. Sese katılmayan bir oyuncu da komutalar vererek hareketleri idare eder.

Artvin Timurağası:
Bu oyun Erzurum'dan alınmış olmakla beraber, figürlerine bazı katmalar yapıldığı görülür.

Kama Oyunu:
İki kişi tarafından hançerlerle oynanır. Fakat Erzurum'un Hançer Barı'na hiç benzemez.

Köçek:
Figürleri biraz Şeyhşamil'i andıran, fakat pek çevik ve ç'l'k (çevik, atik) hareketleri olan bir oyundur.

Karabağ ve Uzundere:
Bunlar Kafkasya'dan geçme oyunlardandır. Azerîdirler. Bütün bu oyunlar düğün, bayram ve hususi günlerde, harman boyunca tarlalarda, ayrıca da aşağıda yazılı ahvalde (hallerde, durumlarda) yürütülürler. Çoğu köylerde bahar vakti hayvanlar yaylaya çıkarıldığından, bu durum türlü eğlencelere vesile olur. Buna "dağa öküz çıkarma" tabir olunur. Birlikte davul zurna da çıkarılır. Dağda boğalar dövüştürülür, Horonlar çevrilir.

Dağlarda eriyip çiftçinin içimini sağlayan karların suyunu civar köylere kadar indiren ark bütün yıl molozlarla tıkanmıştır. Onu temizlemek üzere bütün köyü baharda yola çıkar. Bu halkın iaşesini bir zengin hayırsever kendi üzerine almıştır. Alışılmış bulunulan bu ziyafetten sonra yine oyunlara kalkılır ki şükran oyunu sayılsalar yeridir. Ayrıca Borçka havalisinde "Meci" denilen bir görenek daha vardır (Bu tabir imece kelimesinden muharreftir).

Köyün kızları tarla işlerinde yardımlaşmak için nöbet nöbet toplaşırlar, böylece her gün bir tarlada elbirlikli çalışmalar olur. Köy şairleri bu "meciler için türküler hazırlamışlardır. Köy delikanlıları da aynı tarlaya giderek kızların otuz kırk adım açığında yer alır ve meciye mahsus türküleri bir ağızdan söylerler. Sözler hep yavukluluk ve al'ka üzerinedir. Her hangi bir kıza beslenen meyli anlatan dokunaklı sözler türkünün mısralarına örtülü, kapalı sıkıştırılmışlardır. Kızlar gene türküyle bir ağızdan cevap verirlerse teklif kabul edilmiş demektir. Cevap verilmezse reddedildiği anlaşılır. İlk tanışma böylelikle işte bu mecilerde olur. Ama babanın rızası sonradan alınır. Meciler boyunca delikanlılar aralarında Horonlar da çevirmek suretiyle kızları eğlendirip dikkatlerini çekmeye gayret ederler.

Kış geceleri evlerde yapılıp "Afrana"denilen yemekli toplantıların en önemli eğlencesi yine Horonlardır. Afrana tabiri, kadim "harif'ne" (ortaklaşa) sözünden muhareftir.Yurdun nice yerlerinde hâlâ çeşitli telaffuzlarla, görenekten yapılan esnaf işi eğlenceli toplantıların adı olarak vardır.

Amele olan yollarda topluca iş başındaki delikanlılar paydoslarda oyunu yine hiç ihmal etmezler. Askerlikte, tek tulum musiki işini başlı başına idareye yeter. Bir araya düşmüş bulunan Artvinliler Cumartesi ve pazarları çamaşır kuruturken dere kıyısında derhal halkalar kurup Horon'a kalkarlar.

Kullanılan Çalgılar:
Artvin havalisinin Horonlarında en fazla tulum çalınır. Zurna, mey, davul da kullanılmaktadır. Son zamanlarda el armonikleri ve nihayet bazen akordeon da kullanıldığından, bunlar hem tulumun hem de davul zurnanın aleyhine ithaller olmuşlardır. Saplı "saz" da yer alabilmekle beraber, bu aynı rekabet yüzünden ne yazık ki daha da seyrelmiştir.


Artvin Düğünlerinde Oyunun Yeri:

Bütün bu tertibatta millî düğün balesinin unsurları vardır.

Artvin düğünlerinde gelin atlanıp da alayla oğlan evine gelindiğinde gelinin tersine çevrik bir kazan üstüne bastırılarak attan indirilir. Bir bilirkişi diyor ki: "Borçka, Murgul ve o havalide gelin attan kazan üstüne indirilirken gelinin erkek akraba, taallük't (hısım, akraba) ve köylüsü bir yere halkav'ri dizilerek ve buralar halkı çoğunlukla Gürcüce de konuşabildiklerinden şu şarkıyla bahşiş isterler: "Besa mamdi köse, meze gelsin yoksa yale yalli..." Meze, bahşiş demektir. Erkek tarafı da vakit ve haline göre koyun, keçi, inek, öküz vs. gibi bir şey verir. Delikanlılar verilen bu hayvanı silah, çevre vesaireyle süsleyip ortalarına alırlar. Hem de hayvanın bir uzvu üzerine maniler söyleyerek raksederler. Meselâ; "Şu merenin mezenin gözlerine maşallah..." vs. Bahşiş sonradan delikanlılarca geline hediye edilir. Bahşiş eğer ehemmiyetsiz bir şey ise o taktirde aralarında üleşirler. Yahut, derhal kesip bir ziyafet çekerler. Çok defa da gelin bu hediyeyi kabul etmekle beraber, yine de akraba ve taallük'ttan olan delikanlılara bahşiş olarak iade eder. Gelin attan indirildikten sonra "meze"nin yani bahşişin it'sı şayet gecikecek olursa, delikanlılar silah atmak ve evin kiremitlerini kırmak suretiyle nümayişle mukabele ederler. Hediye ve bahşiş behemahal alınır ki ısrarın esası mutlak surette şaka ve muziplikten ibarettir, onun göreneğidir. Gelin bundan sonra damadın evine girer. Bütün bunlardan müstakbel bir senaryonun millî motifleri edinilebilir.

Gerdeğin ertesi gün hısım akraba pek mutantan (tantanalı, gösterişli) şenliklere geçerler. Gelin, yüzü duvaklı olarak ayakta bekler. Sağdıç, içeri gelerek belinden kamasını çıkarır ve gelinin önüne ilerleyip üç defa: "Dilini mi keseyim, yüzünü mü?" diye tekrarlar. Üçüncüde kadınlardan biri "Dilini kes" der. O zaman kamasının ucuyla duvağı açar ve bir de "Deli Horum" denilen oyunu oynadıktan sonra çıkar. Bundan sonra akşama kadar kadınlar ve genç kızlar oynayıp eğlenirler. "Deli Horum, buraya mahsus Kafkasya'dan müntakil (intikal etmiş, gelmiş) bir ayak oyunudur."

Halk Oyunları

Ülkemiz halk oyunları açısından çok geniş bir birikime sahip. Her ilimizin ayrı oyunları bulunmakta. Hatta her ilin her ilçesinde, farklı köylerinde bile farklı oyunlara sahip bir ülkemiz var.

Elimizdeki bu potansiyeli, kültürü yaşamak ve yaşatmak bizlerin elinde. Batı özentisi olmaktan çok yöre insanı olmak, o yöreyi yaşamak, o kültürü canlı tutmak bizlerin elinde.

Ülkemizde çok farklı halk oyunları mevcut; batısında zeybek, kuzey doğusunda horon, güney doğusunda ve doğusunda halay ve bar, iç anadolusunda karşılama.. Bunlar oyunların genellenmiş isimleri. Bir zeybek oyunları her ilde farklılık göstermekte, bir horon oyunları her ilde farklılık göstermekte..

İşte size burada elimden geldiği kadarıyla halk oyunlarımızı anlatmayı ve göstermeyi umuyorum..